Türkiye'nin son yıllardaki felaketlerinden biri olan deprem, birçok insanın hayatını kökten değiştirdi. 58 yaşındaki Hatice Yılmaz, bu zorlu süreçte el emeğiyle yaptığı çantalarla hem hayata tutunuyor hem de ailesine destek oluyor. Yaşadığı acı olayların ardından sanatı bir çıkış yolu olarak gören Yılmaz, yaratıcı yeteneklerini geliştirmek için çabalıyor. Duygusal bir yolculuğun hikayesini anlatan Hatice’nin çantaları, sadece birer ürün değil; aynı zamanda umudun ve direncin sembolü haline geldi.
Hatice Yılmaz, geçtiğimiz yıl yaşanan büyük depremin ardından tam anlamıyla bir hayat mücadelesine girişti. Evini kaybetmenin üzüntüsüyle baş başa kalınca, hayata daha farklı bir perspektiften bakmaya başladı. Zamanla el yeteneğini kullanarak çanta yapmaya karar verdi. İlk başlarda sadece kendi ihtiyaçları için yaptığı çantaların, zamanla çevresindekilerin dikkatini çektiğini ifade eden Yılmaz, işine olan tutkusunun artarak devam ettiğini söyledi. Dört yıl önce kaybettiği eşinin anısına da katkı sunduğu bu işe, onu mutlu etmek için geldiğini vurgulayan Yılmaz, çantalarının özelliklerini şöyle ifade etti: "Her çantada hayat var, her dikişte bir anı, bir hikaye saklı."
Yılmaz, yaptığı çantaları tamamen yerli ve doğal malzemelerle tasarladığını söyleyerek, çevre dostu bir üretim anlayışına sahip olduğunu belirtiyor. Renkli kumaşlar, eski giysiler ve yeniden kullanıma uygun birçok malzeme ile yaratıcılığını ortaya koyuyor. Her bir çanta, Yılmaz’ın emeğinin ve yaşadıklarının birer yansıması. Alışverişe eğlenceli bir dokunuş getiren bu çantalar, sadece işlevsel değil, aynı zamanda sanatsal bir değer taşıyor. Artan siparişleri karşılamakta zorlanan Yılmaz, yerel pazarlar ve sosyal medya üzerinden satış yaparak, gelir elde etmeye başladı.
Depremin getirdiği olumsuzluklara rağmen, Yılmaz’ın pes etmeden nasıl mücadele ettiğine tanıklık etmek, çevresindeki insanları da motive ediyor. Yığma kayaların altında kaybolmuş hayatlarının yeniden yapılandırılması için umut vaat eden bir örnek olarak Hatice’nin çantaları, hem yaşam mücadelelerini destekliyor hem de sosyal dayanışma için yeni kapılar açıyor. "Başka bir şey yapmak istemiyorum, çünkü bu benim hayatta kalma yöntemim ve insanların kalplerine ulaşmanın en iyi yolu!" diye belirtiyor. Hatice Yılmaz’ın hikayesi, hem hayattaki zorluklarla başa çıkma arzusunu hem de yaratıcılığın insanlara nasıl ilham verebileceğini gösteriyor.
Şu anda, el emeği çantalarına olan ilgi her geçen gün artıyor. Hatice, bu süreçte kendisine destek veren komşuları, arkadaşları ve tanıdıkları sayesinde daha çok insana ulaşmayı hedefliyor. Sosyal medyada paylaştığı her görsel, bir umudu daha yeşertirken, insanların bağışlarıyla da ardında biriken dayanışma ruhu, onu daha da güçlendiriyor. “Herkesin desteği benim için çok değerli. Yaşadıklarımızı unutmamak ve daha iyi bir gelecek için el birliğiyle çalışmamız gerektiğine inanıyorum” diyor.
Hatice Yılmaz’ın hikayesi, insanın karşılaştığı zorlukların üstesinden gelebilmek için ne kadar güçlü olabileceğini gösteriyor. Depremin getirdiği kayıplara rağmen, yaratıcılığını ve özverisini bir araya getirerek yeni bir hayata adım atan Yılmaz, birçok insana ilham vermeyi sürdürüyor. Hayatın karmaşasında bulduğu bu yeni yol, onu hem ruhsal hem de maddi açıdan ayakta tutan bir kaynak haline geldi. Çantalarının ardındaki hikayeler ise, el emeğiyle beslenen sevgi ve azmin bir yansıması olarak varlığını sürdürüyor.