İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Bilim Kurulu, İstanbul’un deprem riski ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Son yıllarda yaşanan doğal afetler ve artan sismik aktiviteler göz önüne alındığında, İstanbul’un deprem kuşağında yer aldığı gerçeği bir kez daha hatırlatıldı. Bilim Kurulu tarafından yapılan değerlendirmelerde, özellikle altyapı eksiklikleri ve yapı stoku üzerine odaklanarak İstanbul’un karşı karşıya olduğu risklerin günümüzde hala geçerliliğini koruduğu ifade edildi.
İBB Bilim Kurulu'nun İstanbul'un deprem potansiyeline dair yaptığı araştırmalar, şehrin birçok bölgesinin riskli olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle Marmara Denizi'nde meydana gelebilecek bir depremin şehrin altyapısını ciddi şekilde etkilemesi bekleniyor. Uzmanlar, İstanbul’un bir deprem beklediğini ve bu durumun acil olarak önlemler alınmasını gerektirdiğini vurguluyor.
Bilim Kurulu, İstanbul'daki deprem riski ile ilgili yaptığı açıklamada, "Deprem tehlikesinin ortadan kalkmadığına" dikkat çekti. Toplamda 16 milyon kişinin yaşadığı İstanbul, birçok yapının depreme dayanıklılığı konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyor. İBB, bu konuda halkın bilinçlendirilmesi ve yapı stokunun güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Sanayi tesislerinden konutlara kadar birçok yapı, uygun mühendislik çözümleri ile yeniden değerlendirilmeli ve güçlendirilmelidir.
İBB, olası bir depreme hazırlıklı olmak amacıyla çeşitli stratejiler geliştirmiştir. Öncelikle, 2019'dan bu yana devam eden 'Katrina İklim Değişikliği ve Küresel Isınma Projesi' ile İstanbul’un altyapısının deprem sonrası dayanıklılığının artırılması hedeflenmektedir. Ayrıca, mevcut yapıların deprem yönetmeliklerine uygun olup olmadığını belirlemek için daha fazla denetim yapılması da gündeme gelmiştir.
İstanbul'daki tüm kamu binalarının deprem güvenliğinin artırılması için özel çalışmalar yapılması gerektiği ifade ediliyor. İBB Bilim Kurulu, bu sürecin hızlanması için yerel ve merkezi yönetimin koordineli bir şekilde çalışması gerektiğini vurguluyor. İstanbul'da deprem planlarının yanı sıra, acil durum yönetim sistemlerinin de gözden geçirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, İstanbul’un deprem riski ortadan kalkmamış olup, bu durum, yapılan tüm hazırlıkların da önemli olduğunu ortaya koymaktadır. İBB Bilim Kurulu’nun uyarıları ışığında, gerek kamu gerekse özel sektörde bu konuya yönelik yatırımlar ve iyileştirmelerin hızlanması, İstanbul’un geleceği açısından kritik bir öneme sahiptir. İstanbul'da yaşayan herkesin bu konuda bilinçlenmesi ve gerekli tedbirleri alması, şehrin deprem riski ile baş edebilmesi açısından hayati önem taşımaktadır.