Uluslararası Para Fondı (IMF), yeni bir raporunda küresel kamu borçlarının alarm verici bir hızda artmaya devam ettiğine dikkat çekti. Ekonomik belirsizliklerin ve artan mali yükümlülüklerin etkisiyle, birçok ülkenin borç yükü geçmişe göre daha da ağırlaşmış durumda. IMF, bu durumu hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler açısından dikkate alınması gereken bir tehdit olarak değerlendiriyor. Ayrıca, finansal istikrarın sağlanması adına ülkelerin derhal önlem alması gerektiği vurgulanıyor.
IMF'nin raporuna göre, dünya genelinde kamu borcu 2023 yılı itibarıyla 92 trilyon doları aşmış durumda. Bu rakam, COVID-19 pandemisi sırasında alınan genişletici mali politikaların bir sonucu olarak zamanla artış göstermiştir. Özellikle gelişmiş ülkelerde borç seviyeleri, GSYİH’nın yüzde 120’sine kadar yükselmişken, gelişmekte olan ülkelerde bu oran yüzde 60’a ulaşmıştır. Artan kamu borçları, ekonomilerde daha fazla mali sürdürülebilirlik gereksinimi yaratarak, savunmasız sosyal kesimlere yönelik hizmetlerin azalmasına neden olabilir. Bu durum, ülkelerin borçlarını kontrol altına alma çabalarını zorlaştırıyor.
IMF, artan kamu borcunun yalnızca mali istikrarsızlık değil, aynı zamanda ekonomik büyüme üzerinde de olumsuz etkiler yaratabileceği konusunda uyarıyor. Yüksek borç seviyeleri, faiz oranlarının artmasına, yatırımların azalmasına ve uzun vadede ekonomik büyüme potansiyelinin daralmasına neden olabilir. Bu noktada, ülkelerin hem borç yönetimini iyileştirmesi hem de yapısal reformlar gerçekleştirmesi gerektiğini belirtiyor. IMF, ülkeleri kamu giderlerini daha verimli bir hale getirmeye, vergi sistemini iyileştirmeye ve dış borçların yeniden yapılandırılması gibi stratejilere yönelmeye teşvik ediyor.
Bir diğer önemli nokta ise, ülkelerin borç seviylerini azaltırken sosyal harcamaları kesmemeleri gerektiğidir. Eğitim ve sağlık gibi temel sosyal hizmetlerin devam ettirilmesi, ekonomilerin uzun vadeli istikrarı için kritik bir öneme sahiptir. IMF, hükümetlerin mali disiplin sağlamasının yanı sıra, bu tür hizmetleri koruyacak dengeleyici politikalar geliştirmesini öneriyor. Ayrıca, borç yönetimi sırasındaki şeffaflığın artırılması ve kamu hesaplarının denetim altında tutulması da, kamuoyunun güvenini sağlamak açısından oldukça önemlidir.
Sonuç olarak, IMF’nin uyarıları ışığında, dünya genelindeki kamu otoritelerinin daha dikkatli ve planlı bir yaklaşım benimsemesi gerektiği açıkça görülmektedir. Uygulanan mali politikalar, hem bütçelerin üzerindeki baskıyı hafifletmeli hem de toplumsal refahı artıracak önlemleri içermelidir. Aksi takdirde, artan kamu borçları, küresel ekonomik istikrarı tehdit eden bir faktör olmaya devam edecektir.