58 yaşındaki Güler Yılmaz, yaşamı boyunca cesareti ve azmi ile herkese örnek olma yolunda ilerliyordu. Ancak, 2020 yılında meme kanseri teşhisi konması, onun hayatını köklü bir şekilde değiştirdi. Yaşadığı zorlu süreçler, yalnızca bedensel değil, aynı zamanda ruhsal yönden de büyük bir mücadeleyi gerektirdi. Ancak Güler, düşmeden, pes etmeden hayatta kalmayı başardı ve bu süreçte kazandığı tüm deneyimlerle hayata yeniden tutunmaya karar verdi. Şimdi, yaşadığı zor günleri geride bırakarak, hem afya hem de ruhsal olarak yeniden doğmuş durumda. İşte Güler’in hayat hikayesi ve verdiği mücadele, kanserle savaşan birçok insana ışık tutabilir.
Güler'in kanserle mücadelesi, şiddetli bir kitle tespiti ile başladı. Meme kanseri teşhisi konması ile birlikte ilk başta büyük bir yıkım hissetti. "Eşimin gözlerindeki korkuyu gördüm; o an benim için hayat durdu," diyor Güler. Ancak, içindeki savaşçı ruh onu asla pes ettirmedi. Hemen tedavi sürecine başladı. Kemoterapi ve radyoterapi uygulamaları, onu fiziksel olarak yorsa da, moral olarak güç bulduğu bir süreç haline geldi. "Sadece kendim için değil, ailem için de savaşmam gerektiğini biliyordum," şeklinde hissiyatını ifade eden Güler, bu süreçte destekleyici bir aile yapısının, arkadaşların ve hastane ekibinin önemini vurguladı.
Tedavi sürecinin zorlayıcı yanlarına karşın, Güler, bu dönemde sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinmeye ve ruhsal dinginliğini korumaya yönelik faaliyetlere odaklandı. Düzenli beslenme, meditasyon ve sporu yaşamının bir parçası haline getirdi. "Kendimi yeniden buldum," diyen Güler, bu junk ile birlikte sağlık yaşamın kapısını da aralamış oldu.
Meme kanserini yenerken, kalp sağlığına da dikkat edilmesi gerektiğini öğrendi. Süreç ilerledikçe, uzman doktorlar, Güler'in aort kapağında sorun olduğunu tespit etti. Bu durumda başka bir zorlukla daha yüzleşmek zorunda kalacağını anlamıştı. Ancak, pes etmek yerine, durumu kabullenip tekrar mücadele etmeyi seçti. "Tedavi sürecim hiç bitmeyecek gibi hissediyordum, fakat her yeni gün yeni bir umut ışığıydı," diye belirten Güler, aort kapağı ameliyatı için gerekli olan hazırlığa başladı.
Aort kapağı ameliyatını gerçekleştirmek için Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne başvurdu. Başarılı bir operasyon ile aort kapağı değiştirildi ve bu sayede Güler, yaşam kalitesini artırmayı başardı. Ameliyat sonrası rehabilitasyon sürecini de büyük bir istekle geçirdi. "Hayatımda her şeyin kıymetini bir kez daha anladım. Yaşamak güzel." dedi. Güler, yaşadığı bu zorlukların onu ne kadar güçlendirdiğini ve hayata karşı duyduğu minnettarlığın artığını ifade etti.
Bugün Güler Yılmaz, hem hayata tutunma azmi hem de sağlıklı yaşam bilinci ile dolu bir kadın olarak yoluna devam ediyor. Meme kanserini yenmiş, aort kapağı hastalığını atlatmış ve adeta yeniden doğmuş bir birey. Sosyal medya platformları üzerinden de hayatta kalma hikayesini paylaşarak, diğer kanser hastalarına moral vermekte ve cesaret kaynağı olmaktadır. Güler'in hikayesi, mücadele eden her bireye örnek teşkil ederken, hayata pozitif bakmanın ve umudun her zaman önemli olduğunun altını çizmektedir.
Bu hikaye, sadece Güler'in şahsi mücadelesini değil, aynı zamanda kanser ve kalp hastalıklarına karşı tüm insanlığın verdikleri savaşın da bir simgesidir. Sağlık her şeyin başıdır ve Güler'in azmi, birçok insan için ilham kaynağı olmaya devam edecektir. Unutulmamalıdır ki, her zorlukta bir umudun peşinde yürümek, hayattaki en değerli miraslarımızdan biridir.